SABAHLEYİN
Işık mesafelerde kurdu yapılarını:
Yuvadan uçtu serçem, dallarda kurudu nem,
Akdeniz sularını okşayıp gelen meltem
Açmak için zorluyor evin kapılarını.
Bulsam ebediyetin ışıktan pınarını
“Kanatlar açabilsem, hicablar geçebilsem”
Hangi renk, hangi koku ve hangi bahçe bilsem
Yaşıyor fasılasız, solmayan baharını.
Sabah, parıltılarla sulara dökülüyor.
Yine uçsuz bucaksız isteklerim içimde
Sen gine perdelerin loşluğu içindesin.
Söyle, ruyalarımı aydınlık günlere yor.
Söyle beni düşürsün yepyeni bir ümide
Bir teselli ahengi gibi dökülen sesin.
Varlık, Cilt:3, Sayı:71,Sayfa:355,(15.06.1936.)