Yakın arkadaşlarının tanıklığına göre herkese iyilik etmek için çırpınan, kendisine müracaat edenlerin derdine deva olmaya çalışan Hamit Macit’in kapısı, dostlarına ve bütün vatandaşlara hep açık olmuştur. Görev yaptığı devlet makamlarında zorda olanlara yol gösterir, meselelerine çözüm bulmak ister. Baki Süha Ediboğlu, Bizim Kuşak ve Ötekiler adlı kitabında şairimizin sağlığına son derece düşkün olduğu için pratisyen bir hekim kadar tıptan anladığını, tıpkı doktorlar gibi reçete yazabildiğini, eczacılarla sıkı dostluk bağları kurduğunu anlatır. Hamit Macit’in hayatında içki ve sigarayı hiç kullanmadığına dikkat çeken Ediboğlu, şairimizin dışarıda kalabalık yerlerde gezmek yerine zamanını evinde çoluk çocuğuyla geçirmeyi tercih ettiğini anlatır.
Hamit Macit Selekler, iyiliğin, doğruluğun ve saadetin şairidir. Mehmet Kaplan, Cumhuriyet Devri Türk Şiiri adlı eserinde, şairin “Dünya Defterinde Kalan Adımız” adlı şiirinin tahlilini yapar. Şairlerin genellikle felâketin şiirini yazdıklarına dikkat çeken Kaplan, Cahit Sıtkı, Ziya Osman ve Hamit Macit gibi şairlerimizin çok güzel saadet şiirleri yazdıklarını kaydeder. “Ömrünü şiire adamış şair” Hamit Macit, Kaplan’a göre “tatlı, yumuşak tonlu ve sevgi dolu şiirler yazmıştır.”
Şairin ruh ikizi Ziya Osman Saba, 1936′da Varlık dergisinde yazdığı bir yazıda Hamit Macit’in “insan ruhunu keşfettim” kaydettikten sonra eserlerindeki samimiyetin vatan şiirlerine de hususi bir çeşni verdiğini ilâve eder. Şairin şiirinin “mahalli” olduğuna dikkat çeken Saba, “Bu mahallilik, birçoklarının istediği gibi, memleket, köy, semt ismi sıralamakla değil, hakikî manâsıyla tecelli etmektedir.” der.
Sıcak, ıtırlı ve insanî hassasiyetlerle örülü mısralara sahip olan Hamit Macit’in Ziya Osman Saba’ya adadığı “Nisan Şiiri” isimli şiirindeki şu mısralarda şairin dünyasına hâkim olan sevecen, ılımlı, mülayim ve iyimser havayı görüyoruz:
Günlerdir pencere önünde durup
Bahar sabahını beklemekteyim
Mavi kapısını açarsa cenup
Sanırım, gelecek bir yeşil mevsim.
Oradan, sabahın gümüşlü ince
Buğusunda yeşil-mevsim gelince
Canlanır, ağaçlar, kuşlar ve bahçe
Canlanır mermere çizdiğim resim.
“Ben ve Öte” isimli şiirinde de şairin ses ve renklerden oluşan ahenk hissedilir:
Bir ruhum ki seslerle renkten damla damla ben
Sanıyorum bendedir özlenilen fecirler
Meçhule seslenirim en geniş sadamla ben,
Sevinçlerim ve hüznüm durgun sesimdedirler
Hamit Macit’in şiirlerinde ışıklı bir dünya, aydınlık bir âlem ve parıltılı bir atmosfer okuyucuya gülümser:
Işık mesafelerde kurdu yapılarını,
Yuvadan uçtu serçe, dallarda kurudu nem,
Akdeniz sularını okşayıp gelen meltem,
Açmak için zorluyor evin kapılarını.
Kaynak: İnternetten