KİTABIN ADI: SULH VE DİĞER ŞİİRLER
KİTABIN ŞAİRİ: HAMİT MACİT SELEKLER
BASIMEVİ: HÜSNÜ TABİAT
BASIMYERİ: İSTANBUL
BASIMYILI: 1944
SULH VE DİĞER ŞİİRLER / HÂMİT MACİT SELEKLER
Şiir; malzemesi kelimeler olan kelimelerle yazılıp söylenen, kelimelerle kurulan güzel sanattır. İnsanoğlunun dil vasıtasıyla erişebildiği en ince, en derin, en duygulu, en tesirli ve güzel ifade şekilleri şiirlerdir. Şairlik ise önce bir yaradılış, sonra bir yetişme ve sabır meselesidir.
Suni tasvirlerden, süslü kelimelerden daima uzak kalmış; ahenkli; söylenmek isteneni anlatmak üzere titizlik ve hassasiyetle seçilmiş ve dizilmiş kelimeler; en küçük zahmetle en büyük tesiri yapabilmek mucizesi… Hâmit Macit Selekler’’n şiirlerinde bir kısım ana çizgi olarak işte bunları görüyoruz. Şair: şiirin okunurken bir zaman sanatı ve yazılınca bir saha sanatı olduğunun; hecelerin dizilişinde sadece göz kararının değil, kulağın da büyük nazımlık vazifesi bulunduğunun o kadar iyi biliyor ve bunu öyle sadıkça tatbik ediyor ki, parçalarının ister sadece gözlerinizle okuyun ister yüksek sesle okuyun; ahenkte hiçbir değişiklik, hiçbir aksama olmadığını hayretle göreceksiniz. Günümüzde bazı şairlerimiz tarafından tanınmayan Selekler hakkında Ziya Osman Saba görüşlerini şöyle dile getiriyor:
“Onun şiirlerini bazen güneşli bir sabah tahayyülüyle ısınmak için okuyorum:
Işık mesafelerde kurdu yapılarını,
Yuvadan uçtu serçe, dallarda kurudu nem,
Akdeniz sularının okşayan gelen meltem,
Açmak için zorluyor evin kapılarını.
Bazen bütün bir yazın güneşini tanelerinde hapseden üzümlerin kokusunu duymak için okuyorum:
Topladım güneşle bağa inerek
Asmadan salkımlar, saksıdan çiçek;
Topladın sabahı pırıltılı ve renk
Gibi yapraklara seren çiğleri…
Hâmit Macit bu şiirleri ile bir şair için en büyük hazine olan ruhunu keşfetmiştir.
Selekler’in hiç kusuru yok mu? Onun kusuru bir meziyetinden doğuyor: Hamit Macit velûd bir şairdir. Fakat ne kadar yazık ki bu velûdiyet onu arasıra fena deneyim, o kadar güzel olmayan şiirler de yazdırtıyor.
Hâmit Macit’in başka bir cephesinde “vatan şiirleri” tarafına işaret etmeyenden geçemeyeceğim. Hamit Macit’in şiirlerini esas bir karakteri olan samimiyet vatan şiirlerini de hususi bir çeşni veriyor.
Bu kitabın bir kısmı aşk şiirlerinden oluşmaktadır. Hâmit Macit’in şu şiirinde aşk konusunu görmekteyiz:
GERİSİ ALTTA DEVAM EDİYOR
Kalbim diliyor kanatlar açmak;
Çarpıntı sı bitmiyor içimde.
Bir kuş gibi bahçelerde doğmuş,
Uçmak, uçmak… bahara uçmak.
Geçmişi ve çok uzaklarda kalmışı özleyen sanat ruhu Selekler’e tarih şiirlerini yazdırmıştır. Şairin şu mısralarında tarih konusunu görmekteyiz:
Tarihi ne zaman açıp okusam,
Günlerce, bir ateş şakaklarımda,
Günlerce içerim yanar, kar olur.
Bir istek tutuşur dudaklarımda.
Sonra parça parça dağılır tasam
İçim Sakarya’da teselli bulur.
Ne zaman bilmiyorum burda yatan silkinecek
Açacak toprağın altında kalan kollarını,
Tutacak eski sipâhiler akın yollarını;
Ne zaman samyeli esmiş gibi yaprak yaprak
Bu diyardan kaçacaklar cüceler haykırarak.
Her hakikî şâir gibi devrinin hâkim duygularına tercüman olan istiklâl ve hürriyeti, millî şeref ve namusu hayatın üstünde tutan bir devletin vatandaşı, zulme ve haksızlığa daima meydan okumuş, karşı koymuş bir asil milletin oğlu Selekler harbe dair şunları söylüyor:
Demek Balkan ufkunda harp ateş tutuşup
Bizim Tuna boyunda ölümler saçılıyor.
Burda “şimale akın!” der gibi açılıyor.
Mavi ışıklı cenup…
Vatan ve namus diye orda dövüşen benim…
Üç çocuk babası genç, otuziki yaşında
İki kurşun yarası alarak dağ başında
Toprağa düşen benim.
Vatan perverce şiirin ırk ve coğrafi sınırları aşan bir benimseyişe bu derce hak kazanan bir örneği az görülmüş şeydir.
Hâmit Macit Selekler Uyanış, Varlık dergilerinde çıkan geleneksel biçimlere bağlı şiirleriyle tanındı. Yurt güzellikleri, tarih gururu, aşk, sevinç ve üzüntüleri üzerine yazdı, genel olarak heceyi ve koşma şeklini, bazen de aruzu, soneyi ve başka nazım şekillerini kullandı. Mısralarında sese, buluşlarında inceliğe dikkat etti.
GERİSİ ALTTA DEVAM EDİYOR
Işık mesafelerde kurdu yapılarını,
Yuvadan uçtu serçe, dallarda kurudu nem,
Akdeniz sularının okşayan gelen meltem,
Açmak için zorluyor evin kapılarını.
Bazen bütün bir yazın güneşinitanelerinde hapseden üzümlerin kokusunu duymak için okuyorum:
Topladım güneşle bağa inerek
Asmadan salkımlar, saksıdan çiçek;
Topladın sabahı pırıltılı ve renk
Gibi yapraklara seren çiğleri…
Hâmit Macit bu şiirleri ile bir şair için en büyük hazine olan ruhunu keşfetmiştir.
Selekler’in hiç kusuru yok mu? Onun kusuru bir meziyetinden doğuyor: Hamit Macit velûd bir şairdir. Fakat ne kadar yazık ki bu velûdiyet onu arasıra fena deneyim, o kadar güzel olmayan şiirler de yazdırtıyor.
Hâmit Macit’in başka bir cephesinde “vatan şiirleri” tarafına işaret etmeyenden geçemeyeceğim. Hamit Macit’in şiirlerini esas bir karakteri olan samimiyet vatan şiirlerini de hususi bir çeşni veriyor.
Bu kitabın bir kısmı aşk şiirlerinden oluşmaktadır. Hâmit Macit’in şu şiirinde aşk konusunu görmekteyiz:
Kalbim diliyor kanatlar açmak;
Çarpıntısı bitmiyor içimde.
Bir kuş gibi bahçelerde doğmuş,
Uçmak, uçmak… bahara uçmak.
Geçmişi ve çok uzaklarda kalmışı özleyen sanat ruhu Selekler’e tarih şiirlerini yazdırmıştır. Şairin şu mısralarında tarih konusunu görmekteyiz:
Tarihi ne zaman açıp okusam,
Günlerce, bir ateş şakaklarımda,
Günlerce içerim yanar, kar olur.
Bir istek tutuşur dudaklarımda.
Sonra parça parça dağılır tasam
İçim Sakarya’da teselli bulur.
Ne zaman bilmiyorum burda yatan silkinecek
Açacak toprağın altında kalan kollarını,
Tutacak eski sipâhiler akın yollarını;
Ne zaman samyeli esmiş gibi yaprak yaprak
Bu diyardan kaçacaklar cüceler haykırarak.)
Her hakikî şâir gibi devrinin hâkim duygularına tercüman olan istiklâl ve hürriyeti, millî şeref ve namusu hayatın üstünde tutan bir devletin vatandaşı, zulme ve haksızlığa daima meydan okumuş, karşı koymuş bir asil milletin oğlu Selekler harbe dair şunları söylüyor:
Demek Balkan ufkunda harp ateş tutuşup
Bizim Tuna boyunda ölümler saçılıyor.
Burda “şimale akın!” der gibi açılıyor.
Mavi ışıklı cenup…
Vatan ve namus diye orda dövüşen benim…
Üç çocuk babası genç, otuziki yaşında
İki kurşun yarası alarak dağ başında
Toprağa düşen benim.
Vatan perverce şiirin ırk ve coğrafi sınırları aşan bir benimseyişe bu derce hak kazanan bir örneği az görülmüş şeydir.
Hâmit Macit Selekler Uyanış, Varlık dergilerinde çıkan geleneksel biçimlere bağlı şiirleriyle tanındı. Yurt güzellikleri, tarih gururu, aşk, sevinç ve üzüntüleri üzerine yazdı, genel olarak heceyi ve koşma şeklini, bazen de aruzu, soneyi ve başka nazım şekillerini kullandı. Mısralarında sese, buluşlarında
inceliğe dikkat etti.
Kaynak: İnternetten