E Y L Ü L 1955
Eylül, geçen yazın güzelliğinden
Demetler toplamış ve imbiğinden –
Geçirmiş, bu gece bize sunuyor.
Yüzüme bir serin el dokunuyor;
Yanı başımdasın; karşı kıyıda
Suya serpivermiş parıltıyı da
Eceabat ışık çizgisi, Boğaz.
Uzak uğultular halinde son yaz.
Balkonda karanfil açan üç saksı ,
Çok yıldızlı, derin gece yarısı.
Yanı başımdasın, belki uzaksın,
Sen, ancak beni sen anlayacaksın.
Sen varsın ikinci çocukluğumda,
Seninçindir düşüncem de duygum da.
Kolay anlayamaz başka birisi,
Günün her anıyla renklenen sisi –
Açtıkça örtülen dil sahibiyim.
Şerhi yazılmamış metin gibiyim.
Yanı başımdasın, yanımda gerçek,
Hayatla dopdolu, mana vererek –
Seni duyuyorum, anlıyor musun?
Bardaktan bir yudum iç de bana sun,
Beraber içelim kanmasak bile,
Biz ki beraberce ve bile bile –
Kopardık dalından günahımızın –
Elmasını, artık sabahımızın –
Altın ışıkları azap doludur.
Sen yine boşalan bardağı doldur,
Ümitlerin, vaadlerin, kendinle.
Gülümse, konuş, düşün, dinle…
Bırakalım acı düşünceleri
Sona ermek üzre yaz geceleri
Aşka doyma, aşka daima susa.
Aşk uzun yolculuk; ömrümüz kısa.